02 Mayıs Perşembe 2024
3 yıl önce

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Türkiye’den ayrıldı: Karşılama ve uğurlama yapılmadı

Türkiye'ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Fener Rum Patrikhanesi'ni ve Rüstem Paşa Camii'ni ziyaret ettikten sonra Türkiye'den ayrıldı. Pompeo'ya karşılama ve uğurlama yapılmadı

3 yıl önce

Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto: Avrupa'nın güvenliği önemli ölçüde Türkiye'nin elinde

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macar mevkidaşı Bakanı Peter Szijjarto ortak basın açıklaması düzenledi. AB'nin gerçekleri görmesini gerektiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB ile ilişkileri geliştirmek istediğini söyledi. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto ise, 'İster beğensinler ister beğenmesinler, Avrupa'nın güvenliği önemli ölçüde Türkiye'nin elindedir' açıklamasında bulundu

3 yıl önce

Eski Yunanistan Dışişleri Bakanı'ndan Abdullah Öcalan itirafı

1990'lı yıllarda Yunanistan'ın Dışişleri Bakanı olan Teodoros Pangalos, kaleme aldığı kitabında Kardak krizi ve Abdullah Öcalan'a da yer verdi. PKK elebaşının nereye gitse yanından ayırmadığı bir valizi olduğunu vurgulayan Yunan Bakan, ''Valiz, Yunan Büyükelçiliği'nde açıldı. İçinden 100 dolarlık banknotlar halinde çok büyük bir para çıktı.'' ifadelerine yer verdi

3 yıl önce

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias: Türkiye bölgenin büyük değişimcisi rolü oynuyor

Dendias, Yunanistan'ın, Mısır, İsrail, Ürdün, Kıbrıs, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile kurdukları iş birliğine Türkiye'nin de katılmasını arzu ettiklerini belirtti

3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: PKK'nın 13 masum vatandaşı şehit etmesine dünya yine sessiz kaldı

"İslam ve Müslümanlar aleyhindeki saldırgan yayınlar ve nefret söylemleri dünya çapındaki yaklaşık 2 milyar inananı tahkir ediyor. Evet, ifade özgürlüğü demokrasilerin temel taşıdır, ancak bu özgürlük başkalarının kutsal değerlerini tahkir etme hakkı vermez. Bir arada yaşama kültürünü ilerletmedikçe, ortak demokratik değerlerimizi ve sosyal bütünlüğümüze zarar verme riski taşırız." "PKK'nın 13 vatandaşı şehit etmesine dünya yine sessiz kaldı" Çavuşoğlu, terörizmin, insan hayatını hedef alan önde gelen küresel tehditlerden biri olmaya devam ettiğini belirtti. Terör örgütü PKK'nın çok kısa süre önce Irak'ın kuzeyinde 13 masum vatandaşı şehit ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Ve dünya yine sessiz kaldı. Uluslararası dayanışma olmadan ve mevcut çifte standartlarla bu tehdidi ortadan kaldıramayız. PKK, YPG, DEAŞ ve FETÖ dahil çeşitli terör gruplarına masum insanlarını kurban veren bir ülke olarak, terörün belirli bir ideolojisi olmadığını çok iyi biliyoruz." diye konuştu. "Ev sahipliği yaptığımız insanların insan hakları ve haysiyetini destekliyoruz" Suriye'de insanların, rejim güçlerinin devam eden askeri saldırılarından ve terörist saldırılarından zarar görmeye devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'de geçici koruma altındaki 3,7 milyon Suriyelinin yanı sıra, Suriye'nin kuzeyindeki 5 milyon sivilin güvenliğine ve refahına da doğrudan katkı sunulduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "BM'nin Suriye'ye yaptığı sınır ötesi insani yardımın yegane koridoru Türkiye'den geçmektedir. Ve bu koridor bile saldırı altında. Bu yardımı sürdürmek esastır. Dünyanın en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olarak, uluslararası yükümlülüklerimize riayet ediyoruz ve ev sahipliği yaptığımız kişilerin insan haklarına ve onuruna saygı duyuyoruz. Ancak, AB ve FRONTEX'in (Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı) gözü önünde meydana gelen sürekli geri itme uygulamasından derin endişe duyuyoruz." Filistin, Libya, Kıbrıs, Dağlık Karabağ'daki gelişmeler İsrail'in, işgal altındaki Filistin topraklarında mutlak cezasızlık içinde eylemlerine devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Gazze'deki insanlık dışı abluka ve İsrail tarafından yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesi, insan hakları ihlali teşkil etmeye devam ediyor. Türkiye, Filistinlilerin, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına dayanan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti kurmaya yönelik meşru arayışını desteklemeye devam edecek." ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Libya'nın başkenti Trablus'ta, Terhune kentinde her gün yeni toplu mezarların bulunduğunu işaret ederek, "İnsan Hakları Konseyi, faillerin adalete teslim edilmesine katkıda bulunmalıdır." dedi. Çözüm için her türlü çabayı göstermelerine rağmen, Kıbrıs Türk halkının insanlık dışı ambargolara ve haksız izolasyona maruz kalmaya devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu baskılara rağmen, Kıbrıslı Türklerin yaşayan bir demokrasi şeklinde işleyen kendi devletleri var." diye konuştu. Dağlık Karabağ'da da sürdürülebilir bir barış için artık tarihi bir fırsat olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Güney Kafkasya'da bölgesel sahiplenmeye dayalı barış ve refah girişimlerini desteklemeye devam edeceğini ifade etti. Çavuşoğlu, "Ermenistan'ın da barışın ortağı olmayı seçmesini umuyoruz. Türkiye, Ermenistan'ın attığı her olumlu adıma olumlu karşılık verecektir." değerlendirmesinde bulundu. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının barışçıl çözümünü desteklemeye devam edeceklerini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Kırım dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü de desteklediğini kaydetti. Çavuşoğlu, "Kırım Tatarlarının tarihi ana vatanlarında özgür ve güven içinde yaşama arzularını desteklemeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı. "Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunması önemli" Çavuşoğlu, Türkiye'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları durumunu yakından takip ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "BM ve diğer uluslararası raporlardaki bulgulardan endişe duyuyoruz. Konuyla ilgili kaygı ve beklentilerimizi Çinli yetkililerle paylaşıyoruz. Bu konuda şeffaflık bekliyoruz. Türkiye, Çin'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterirken, Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunmasının öneminin de altını çiziyor. Yüksek Komiserlik heyetinin bölgeye olası ziyaretlerine ilişkin gelişmeleri takip etmeye devam ediyoruz. Çin'in daveti üzerine, kendi milli heyetimizi de bölgeyi ziyaret etmesi için göndereceğiz." Cammu Keşmir'deki mevcut kısıtlamaların hafifletilmesi için Türkiye'nin Hindistan'a yaptığı çağrıyı yineleyen Çavuşoğlu, sorunun barışçıl yollarla, ilgili BM kararları ve Cammu Keşmir halkının meşru beklentileri temelinde çözülmesi temennisinde bulundu. Çavuşoğlu ayrıca, Myanmar'daki insan hakları ihlalleri ve özellikle Rohingya'lara (Arakanlı Müslümanlar) karşı işlenen suçların endişe kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin, Myanmar'da hükümetin askeri darbeyle ele geçirilmesini kınadığını da hatırlattı. Bakan Çavuşoğlu sözlerini, "Türkiye, herkes için insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için Konsey'le çalışmaya devam edecek." diye sonlandırdı.

3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan AB ziyaretindeki protokol tartışmalarına ilişkin açıklama: Görüşmede uygulanan protokolde AB tarafının talepleri ve telkinleri karşılanmıştır

İşte Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamaları: Arkadaşlarımız teknik düzeyde istişarelerini devam ettiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Merkel'le, Sayın Macron'la gerçekleştirdirdiği görüşmeler malumunuz. Görüşmelerde her iki taraf da açık bir şekilde beklentilerini ifade ettiler. Bizim ve AB tarafının yaptığı açıklamalarda bu görülüyor. Biz, AB'den beklentilerimizi dile getirdik, artık somut adımlar atılması gerektiğini söyledik. PROTOKOL TARTIŞMASI Protokol konusuna gelecek olursak... Çok haksız ithamlar da var. Türkiye köklü bir devlettir, Türkiye ilk defa bir misafir ağırlamıyor. "AB TARAFININ TALEPLERİ DOĞRULTUSUNDA OTURMA DÜZENİ PLANLANMIŞTIR" Türkiye'de yapılan görüşmelerde uyguladığı protokol Türk misafirperverliğiyle uygulanır. Bu ziyarette de böyle oldu. Cumhurbaşkanımızın makamında yapılan görüşmede uygulanan protokolde AB tarafının talepleri karşılanmıştır, talepleri doğrultusunda oturma düzeni planlanmıştır, nokta... Türkiye ithamları olmasaydı bu kadar net açıklamayacaktık. Protokol birimlerimiz önceden bir araya geldi ve onların telkinleri ve talepleri karşılanmıştır.

3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: "Türkiye Montrö Anlaşmasını harfiyen uyguluyor. Bundan ne Rusya'nın ne başkasının bir endişesinin olmaması lazım"

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias bugün Ankara'da temaslarda bulunacak. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Dendias, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile TSİ 15.00'te bir araya gelecek. Dendias ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TSİ 18.30'da ortak basın toplantısı düzenleyecek. Mevlüt Çavuşoğlu NTV'de yer alan röportajında bugün gerçekleşecek bu önemli görüşme ve Doğu Akdeniz, Kıbrıs konusu, Libya ve Yunanistan anlaşması, Karadeniz ve Mısır'la diplomatik ilişkilerin durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. MISIR'LA 8 YIL SONRA BAŞLAYAN TEMAS Mevlüt Çavuşoğlu Mısır'la devam eden diplomatik ilişkilerin durumu konusunda şunları söyledi: "Süveyş Kanalı kazasından sonra onları arayıp kurtarma gemimiz olduğunu söyleyip teklifte bulunduk. kendisi ihtiyaç olunca döneceğini söyledi ve Ramazan'dan sonra arayıp teşekkür etti ve Ramazanımızı kutladı. Şartlar olgunlaştı, görüşmeler sürebilir. İnşallah ilişkilerimizi istediğimiz düzeye getirebiliriz. Her zaman Mısır halkının bizim kardeşimiz olduğunu söyledik. Umarım ilişkiler daha iyi noktaya gelir. Mayıs ayında bir heyet Türkiye'den Mısır'a gidecek." DENDİAS GÖRÜŞMESİ Çavuşoğlu bugün gerçekleşecek kritik Dendias görüşmesiyle ilgili olarak da şu ifadeler kullandı: “Yunanistan ile 5 yıldır var olan mekanizmaları işletemedik. Siyasi istişareleri gerçekleştiremedik. Bunları Yunanistan’ın olumsuz yaklaşımı sebebiyle gerçekleştiremedik. İstikşafi görüşmelere ara verilmişti. Daha sonra Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan politika sonrası ilişkiler gerildi. Devreye AB ve farklı ülkeler girdi. Biz Yunanistan ile masaya oturmaya hazırız. Yunanistan'la görüşmeye hazırız ancak görüşülecek konuların tek seferde hallolmayabileceğini de biliyoruz. Amacımız bir politik zemin oluşturmak ve süreç içinde sorunlarımızı çözmek için adımlar atmak. Şimdi Dendias Türkiye'ye geliyor, bu görüşme dün gerçekleşecekti ancak kendisinden bugün gelmesini bizzat rica ettim; devam eden NATO toplantıları yüzünden Brüksel'e gitmek zorunda kalmıştım. Kendisini Ankara'da ağırlayacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. İki ülke arasında yaşanan Ege, Kıbrıs, Doğu Akdeniz gibi meseleleri samimi bir ortamda konuşacağız. Bu diyaloğu devam ettirmek önemli. Bizim Yunanistan ile sorunlarımız çözmek için ne AB'ye ne de herhangi bir üçüncü bir ülkeye ihtiyacımız var. Biz meseleleri kendi aramızda halledebiliriz. Doğu Akdeniz konferans teklifimiz de bu amaçla yapılmış bir tekliftir. Bizim iki komşu olarak diyaloğu devam ettirmemiz çok önemli. Ege'de ve Doğu Akdeniz'de çözemediğimiz konuları diyalog yoluyla halletmemiz önemli. Libya'yla deniz yetki anlaşması: Her ülke birbiriyle görüşebilir, bizim konferans çağrımızın amacı da buydu zaten. Libya Türkiye'yle anlaşmalara sadık olduğunu açıkladı son ziyarette. Bu durum zaten Türkiye'nin yararına ve Libya'nın çıkarınadır. Elbette sadece Doğu Akdeniz'de değil Malta ve Libya arasında da anlaşmalar var. Libya elbette herkesle bu konuları görüşebilir ancak bizim anlaşmamız yürürlüğe girmiş bir anlaşma. Bu konuda risk görmüyoruz. Tatbikatlar konusu: Türkiye'de tatbikatlar farklı yorumlanabiliyor. Herkes tatbikat yapabilir. ABD aynı anda hem bizimle hem de Yunanistan'la tatbikat yapıyor. Her tatbikatın amacı farklıdır. Rusya ve Mısır da tatbikat yapıyor. bunlardan rahatsız olmamak lazım, bu sembolik bir iş birliğidir. Ancak silahlanma farklı. ABD dengeli bir ilişki gözetti bu güne kadar, ABD'ye bu tutumunu sürdürmesi gerektiğini Blinken'e söyledik. Bazen oradaki Rum lobisi farklı açıklamalara sebep olabiliyor ama tutarlılık önemli." ABD İLE İLİŞKİLER "Türkiye o Türkiye değil" Biden-Erdoğan görüşmesi olacak mı sorusu üzerine Çavuşoğlu "Planladıklarını söylediler. Biz de ne zaman diye her gün sormuyoruz. Bizi neden aramadınız diye komplekse girecek bir ülke değil. Türkiye artık öyle bir ülke değil. Hele hele liderimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan öyle bir lider değil." dedi. ABD-Rusya-Ukrayna üçgeninde yaşanan kriz ve Karadeniz'de yaşananlarla ilgili olarak da Çavuşoğlu: "Karadeniz ile ilgili anlaşmazlıklar var. Karadeniz bir barış denizine dönüştürülebilir. Hem Rusya hem Ukrayna ile çok iyi ilişkilerimiz var. Biz samimi bir politika yönetiyoruz. Burada diplomasi yoluyla adımlar atılırsa katkı sağlamaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanımız Putin ve Zelenski ile görüştü. Samimi düşüncelerimizi aktardı. Eğer gemiler bugün geçmişse bildirim süreci tekrar başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 kıyıdaş ülkeler 8 gün önce haber vermesi gerekiyor. ABD bize ulaşarak geçişlerin iptal edildiğini bildirdi." ifadesini kullandı. Çavuşoğlu "Elbette Karadeniz'in bir barış denizi olmasını istiyoruz. Tüm kıyıdaş ülkelerin bir araya gelerek deniz yetki alanlarını belirlenmesi konusunda vardığı bir mutabakat var. İstenilirse Karadeniz barış denizine dönüştürülebilir. Biz bunu savunuyoruz. Halihazırda Ukrayna - Rusya gerginliği buna engel oluyor" dedi. Dışişleri Bakanı "Bizim Türkiye olarak hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerimiz gayet iyi. Biz sorunların barışçıl yoldan çözülmesi için iki ülkeye de aynı telkinlerde bulunuyoruz. Türkiye'nin tavrı bellidir. Biz yumuşamadan memnunuz. Eğer diplomasi olarak adımlar atılırsa memnun oluruz" diyen Çavuşoğlu, "ABD gemileri bugün boğazdan geçmezse 15 günlük bildirim süresi yeniden başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 gün önceden bildirmesi gerekiyor. ABD bize dün sözlü olarak geçişleri iptal ettiğini söyledi. Henüz yazılı bir nota gelmedi." şeklinde konuştu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile yaptığı telefon ve yüzyüze görüşmeler üzerine de Çavuşoğlu "S-400, FETÖ, ABD'nin terör örgütlerine verdiği destekleri konuştuk. Yol haritası üzerinden ilerlenmesi konusunda mutabıkız. Türkiye'nin görüşlerini belirten bir belgeyi ABD'ye verdik" diyen Çavuşoğlu, "ABD bu belge üzerine çalışıyor. İkili ilişkilerde bu diyalogların devam etmesi için Afganistan, Suriye ve bölgesel konularda ne düşünüyoruz ve neler yapabilir konularını konuştuk" ifadelerini kullandı. ABD'NİN MUHTEMEL 1915 KARARI Çavuşoğlu'nun gündeminde yaklaşan 24 Nisan öncesi ABD'den 1915 olaylarına ilişkin gelecek muhtemel bir açıklama da vardı. Dışişleri Bakanı, "ABD uluslararası hukuku dikkate alırsa (sözde Ermeni soykırımına dair) böyle bir karar vermez" diye konuştu. MONTRÖ TARTIŞMASI Çavuşoğlu Montrö Anlaşması konusunda son günlerde ortaya atılan tartışmalar konusunda da "Montrö harfiyen uygulanıyor. Hiçbir ülkenin bu durumdan rahatsız olmaması gerek." diyerek durumu özetledi. ABD'NİN AFGANİSTAN'DAN ÇEKİLMESİ Bakan Çavuşoğlu, ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilme süreci ile ilgili, "Afganistan'da kalıcı barışı ve istikrarı destekliyoruz" dedi. KIBRIS SORUNU Bakan Çavuşoğlu Cenevre'de gerçekleştirilen Kıbrıs toplantıları ile ilgili, "Sayın Akıncı ile birlikte hem BM'ye hem AB'ye sabah akşam federasyon meselesini söyledik. Daha önce mutabakata vardığımız konularda geri adım atıldı. Ancak Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis 'Ben bir şey paylaşmak istemiyorum' dedi" şeklinde konuşurken, "Rum tarafı sürekli geri adım atıyor. Artık görüşme yapmayacağız. Bu zaman kaybıdır. 20-30 sene daha müzakere etsek sonuç çıkmayacak. 53 sene müzakere ettik, sonuç çıkmadı. İmkansızı zorlamanın hiçbir anlamı yok" dedi.   İSRAİL İLE İLİŞKİLER Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail ile ilişkiler ile ilgili olarak da "Bizim İsrail ile iyi olabilmemiz için, bizimle işbirliği yapması gerekiyor ve işgale son vermesi gerekiyor. Biz önceden Golan Tepeleri ile ilgili İsrail ile çalışıyorduk, sonra İsrail vazgeçti. İsrail politikalarını gözden geçirmezse ilişkilerimizde istikrar zor olur. Özel şirketlerimiz ticaretlerine devam ediyor, biz bunu engellemeyi doğru bulmuyoruz" ifadesini kullandı.

3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunan mevkidaşı Dendias ile basın toplantısı düzenlidi: 'Provokatif söylemlerden uzak durulmalıdır'

Ankara-Atina hattında gerçekleşen istikşafi görüşmelerin sonuncusu bugün Ankara'da yapıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Yunan mevkidaşı Nikos Dendias kritik görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu'nun ılımlı mesajlarının ardından Dendias, Türkiye'ye yönelik ağır ithamlarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, 'Dostum Niko' diye hitap ettiği Dendias'ın bu tavrına ise gereken karşılığı verdi.  Bakan Çavuşoğlu'nun basın toplantısındaki açıklamaları şöyle: Bugün gerçekleştirme konusunda gösterdiği anlayış için Niko'ya çok teşekkür ediyorum. Türkiye-Yunanistan arasında diyalog kanallarının canlandırılmasın olumlu buluyoruz. Atina'da da hem 62. istişareyi hem de iki bakanlık arasında siyasi istişareler toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıları son derece samimi bir atmosferde gerçekleştirilmesinden memnuniyet duyuyorum. Sorunların iki komşu ve müttefik arasında diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz. 3. taraflar üzerinden çözüm aramak doğru bir yaklaşım değildir. KRİTİK DOĞU AKDENİZ MESAJI Evet, Ege'de görüş ayrılıklarımız var. Doğu Akdeniz bağlamındaysa biz Türkiye olarak hakça paylaşımdan yana olduk. Ay sonunda Cenevre'de Kıbrıs konulu gayriresmi 5 + BM toplantısı gerçekleşecek. Bu Türkiye olarak bizim teklifimizdi. Bugün Niko'yla da ay sonunda Cenevre'de buluşmak üzere teyitleştik. Herkesin bu toplantıya açık fikirlerle gelmesi önemli. Ticari ve ekonomik ilişkilerimize iki komşu ülke olarak önem veriyoruz. Uçak seferlerinin başlamasını da önemli buluyoruz ama aynı zamanda sınır kapılarının da açılması ticaret bakımından önemlidir. TIR şoförlerimizin vize konusunda yaşadığı bazı sıkıntılar vardı. Bugün bu konudaki beklentilerimiz, taleplerimizi aktarma imkanımız oldu. TERÖRE KARŞI ORTAK MÜCADELE VURGUSU Terörle mücadele konusunu da samimi bir şekilde ele aldık. Özellikle FETÖ, PKK, PYD, DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadelemizde daha etkin bir işbirliği görmek arzumuzdur. Yasadışı göç konusu hem Türkiye'yi, hem Yunanistan'ı hem de AB'yi ilgilendiren bir sorun. 18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesi konusunda AB ile görüşüyoruz. Bu insani konunun rekabet değil, iyi bir işbirliği alanı olması gerektiğine inanıyoruz. İkili konuları değerlendirirken hem Türkiye'de hem de Yunanistan'da azınlıklarımız var. Azınlıklarımızın yaşadıkları sorunları da gündemimize getirdik bugün. Biz Türkiye olarak, özellikle AK Parti iktidara geldiğinden bu yana Rum vatandaşlarımızın sorunları konusunda diyalog içinde pek çok olumlu uygulamayı hayata geçirdik.  Aynı yapıcı yaklaşımı Batı Trakya Türkleri dahil oradaki soydaşlarımız için bizim de beklememiz gayet doğaldır. Her iki ülkedeki azınlıkların huzur ve refah içinde olması bizlerin de yararınadır. "DİYALOG KANALLARININ AÇIK TUTULMASI ÖNEMLİ" Yunanistan'daki kültürel mirasımızın korunmasına büyük önem veriyoruz ve Osmanlı eserlerinin restorasyonuna hazırız. Niko Dendias çok sayıda eserin restorasyonu konusunda adımlar atıldığını söyledi. Bizde de Rum Ortodoks eserleri var. Bu eserlerin restorasyonu konusunda işbirliği yapabiliriz. Biz koşulsuz olarak bu diyaloğu sürdürmek istiyoruz ve ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Bugün önümüzdeki süreçte ilişkilerimizi geliştirmek için neler yapabileceğimizi görüştük. Bizim karşılıklı ziyaretlerimizden sonra liderlerimizin de bir araya gelmesini arzu ediyoruz ve sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda son derece olumlu olduğunu söylüyoruz. İlişkilerimizi daha iyiye götürme bakımından ve aramızdaki anlaşmazlıkların çatışma yoluyla değil, diyalog yoluyla çözülmesi için başlattığımız bu ziyareti olumlu buluyoruz. Hem Dendias hem Niko diyorum çünkü uzun yıllardır şahsi dostum 2003'ten bu yana. Dostum Niko'yu ülkemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. MİÇOTAKİS'TEN RAMAZAN AYI MESAJI Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın konuşması şöyle: Başkan Sayın Erdoğan'a ve eski dostum sana teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca bu akşam beni iftar yemeğine davet ederek de beni onurlandırma vesilesiyle teşekkür etmek istiyorum. Sayın Başbakanımızın bütün Müslüman aleminin ramazan ayını kutladığı mesajını sizlerle paylaşmak istiyorum. Miçotakis hükümeti din özgürlüğüne özel bir önem atfetmekte. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin açık ve samimi bir ortamda son derece verimli olduğunu söyleyebilirim. Uzlaşamadığımız bütün konuları masaya yatırma fırsatı bulduk. İki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulması gerekli. Türkiye de defaatle AB'ye üyeliğinin stratejik hedef olduğunu söyledi. İstikşafi görüşmelerin başlamasının, iki ülkenin bakanları arasında siyasi görüşmelerin başlamasını memnuniyetle karşılıyorum. Bugün birçok ikili konuya değindik. Dostum Mevlüt'le mutabık kaldık ki iki ülke arasındaki işbirliğini çeşitli alanlarda geliştirebiliriz. Ümit ediyoruz ki geçmiş yıllarda var olan ekonomik işbirliğimizin daha da ileriye götürülmesi. "TÜRKİYE İLE POZİTİF GÜNDEM İSTİYORUZ" Biz Türkiye'yle pozitif bir gündem oluşturabileceğimize inanıyoruz ekonomik alanda. Aramızdaki ekonomik işbirliğini de geliştirerek Türk-Yunan ilişkilerindeki mevcut havayı iyi yönde geliştirebiliriz. Pandeminin sonunda iki ülke arasındaki halkların ilişkilerini de yeniden tesis edebiliriz. Kışkırtıcı söylem ve eylemlerden uzak durmamız gerekiyor. Son dönemde ihlal eylemleri dramatik şekilde arttı ve bu eylemler ikili ortam oluşturulmasının önünde engel teşkil etmekte. Ben dün Patrik'le görüşme fırsatı buldum ve bu görüşme sırasında Türkiye'deki Yunan azınlıklarının sorunlarını dinleme fırsatı buldum. Yunanistan'da Müslüman azınlık var. Lozan Anlaşması'na göre buradaki azınlık Müslüman. Ayrıca yapmış olduğumuz görüşmelerde yalan haber, kışkırtıcı söylemlerden uzak durulması çağrısında bulundum. Birçok bölgesel konuyu da ele aldık. Bunların başında Kıbrıs konusu var. Biz BM zirvesine bütün tarafların iyi niyetle gelmesini ümit ediyoruz. "TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYORUZ" Türkiye - AB ilişkilerin de ele aldık görüşmemizde. Yunanistan Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor. Komşu ülkeler olarak AB ailesinin bir parçası olmuş Türkiye'den çok fazla şey kazanabiliriz. Türk halkının çoğunluğu ülkesinin AB'ye girmesini destekliyor. Bu yüzden AB Konseyi'nde de belirtildiği gibi vize serbestisi gibi önemli konuları ele almaya hazırız. Biz bu konuda yapıcı bir tutum takındık ancak AB ilke ve değerlerine saygı duymak gerekir. Bu da bütün üye ülkelerin egemenlik haklarına saygı duymaktan geçer. Bu çerçevede AB ikili bir yaklaşım benimsedi. Önlem alma ihtimali konseyin her zaman masasında bulunuyor. Eğer Türkiye bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse önlem ihtimalleri tekrar gündeme gelecektir. Hem ikili ilişkilerimize hem de Türkiye'nin AB üyeliğini etkileyen bir durum. Bu ne iyi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmakta ne de uluslararası hukuk ile. Türkiye BM Sözleşmesi'ni kabul etmiyor ancak bu sözleşme AB tarafından onaylandığı için AB müktesebatının bir parçasını teşkil etmekte. Muhtıra AB Konseyi tarafından kınandı. Göçmen ve mülteci konusuyla ilgili olarak ise bunun AB ile Türkiye arasında bir konu olduğunu söylemek istiyorum. Mevlüt'le görüşmemizde gene bir anlaşma imzalanmasından bahsettik ancak hep yeni bir anlaşma imzalansa da bunun başarılı olabilmesi için gerekli eylemlerin yapılması ve irade gereklidir. Son dönemde mülteci konususun Türkiye tarafından kullanılmasını da gündeme getirdim. Biraz sonra yemekte de görüşeceğimiz gibi, her iki ülke de uluslararası hukuk temelinde ve BMGK çerçevesinde toprak bütünlüğünü, egemenliğinin ve bağımsızlığının korunarak sorunların çözümünden yana. Miçotakis hükümetinin görüşü bu şekildedir ve ben bu görüşü Ankara'da ifade etme fırsatı buldum. Ümidimiz ilişkilerin daha da ileriye gitmesi yönünde. Bugün bir adım attık ve bunun halklarımızın menfaatine bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bugün bu mecradan sevgili dostum Mevlüt'ü Atina'ya davet ediyorum. DENDİAS'IN AÇIKLAMASININ ARDINDAN BAKAN ÇAVUŞOĞLU'NDAN SERT ÇIKIŞ
 Ben konuşmamda Yunanistan'ı itham edici bir söylemde bulunmadım ama ilk görüşmesinin daha pozitif bir atmosferde geçmesini umuyordum. Ama kabul edilemez ithamlarda bulundu. Türkiye'nin Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal ettiğini söyledi. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Biz bu konularda görüş ayrılığımız var ve bundan sonra bu konuları kendi aramızda görüşmemiz konusunda mutabık kaldığımız halde ben bunun cevabını vermek durumunda kalırım. Biz Rum Ortodoks azınlığı Rum Ortodoks olarak kabul ediyoruz ama 'Biz Türküz' diyen azınlığı Türk olarak kabul etmemeniz insani değildir. Bunların Türk ismini kullanmasına müsaade etmiyorsunuz. Bunlar Rum Müslümanlar mı? Bunu böyle kabul etmek zorundasınız. Anlaşmalar konusunda farklı düşünebiliriz, Libya'yla olan anlaşmalar. Fakat AB Komisyonu'nun bunu kınaması bir şey ifade etmez. AB'nin deniz yetki alanlarıyla ilgili bir rolü, yetkisi yoktur. Göç konusunu biz ne AB'ye ne Yunanistan'a karşı kullandık. Göç konusunda insani davrandık ve mutabakatı harfiyen uyguladık. Biz içeride bunları konuştuk ve dört yılda 80 bin insanı denize ittiğinizi konuştuk ama basının önünde konuşmadık. Ama buraya çıkıyorsunuz basının önünde mesaj vermek için böyle konuşuyorsunuz. Tüm bunlara rağmen Türkiye olarak 3. taraflar olmadan iki ülke arasında bu konularda görüş ayrılıklarımızı azaltmaya hazırız. Ama basının önünde ülkemi ağır bir şekilde itham edersiniz bunun da cevabını vermek durumundayım.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10